Vücudunuzun, enfeksiyona yolaçan orga-nizmalara karşı kendini savunmak için birçok mekanizması vardır. Savunmanın ilk basamağı deridir. Eğer mikroplar bu engeli geçerse bağışıklık sistemi, bu zararlı etkenleri ortadan kaldırmak için devreye girer.
Bağışıklık sistemi genel olarak iki yolla işlev görür: Sıvısal ve hücresel.
Sıvısal Bağışıklık
Bu tip bağışıklık, kan ve vücut sıvılarında bulunan antikor denen proteinler aracılığıyla çalışır. Antikorlar, B lenfositler denen akyuvarlardan oluşan plazma hücreleri tarafından üretilirler ve bu durum vücuda yabancı maddeler girince oluşur. Kuşlarda, plazma hücreleri Bursa Fabricius denen özel bir organda oluştuğu için, bu hücreler B hücreleri olarak adlandırılmaktadır.
Vücuda girdiğinde (örneğin, enjeksiyon yada yara yoluyla) antikor üretilmesine yolaçan yabancı maddelere antijen denir. Üretilen antikor, antijene anahtarın kilide uyması gibi bağlanır ve antijeni etkisiz duruma getirir. Her antijen kendine özgü bir antikorun oluşmasına neden olur;yani, herbir antikorlar üretilmelerine yolaçan antijene karşı etkili olurlar.
Tetanoz aşısı, antijenlerin vücutta nasıl ko-ruyucu antikor üretimine yolaçtığının iyi bir ör-neğidir. Kas içine miktarı dikkatle belirlenmiş tetanoz toksoidi yapılır (toksoid zararlı etkileri azaltılmış, ancak bağışıklık oluşturma yeteneği halen süren bir zehirli maddedir [toksin]). Vücut tetanoz toksoidini tanır ve tetanoz mikrobunun ürettiği zehirli maddeyi (toksin) etkisiz duruma getirecek antikorlar oluşturarak yanıt verir. Birkaç hafta içinde, bu antikorlar vücut sıvılarında dolaşmaya başlarlar ve uzun yıllar ölçülebilir miktarlarda kalırlar.
Vücut belirli bir antikoru üretmeyi öğrendiğinde, daha sonra aynı antikora gereksinim duyduğunda çok daha çabuk üretir. Bu nedenle bir kişide ilk tetanoz aşıları tam yapılmışsa, 5-10 yılda bir tek bir aşının (rapel) yapılması bağışıklığın sürdürülmesini sağlayacak kadar koruyucu antikor oluşmasını uyarabilir.
Hücresel Bağışıklık
Bu tip bağışıklık etkisini fagositler ve diğer antikorlar aracılığıyla gösterir. Bu hücreler virüs, bakteri, mantar ve vücuda giren yabancı maddeleri eriterek ya da yutarak parçalarlar. Bu tip bağışıklık sisteminde yeralan alan akyuvarlar T hücreleri denen lenfositlerdir;timüs bezinde oluştukları için bu adı alırlar. T hücrelerinin yüzde 70`i yardımcı T hücreleri ve geri kalan yüzde 20-30`u hücre parçalayıcı T hücreleridir.
Yardımcı T hücreleri, bir enfeksiyonda yabancı etkenin yutulmasını ya da eritilmesini sağlayan hücrelerin(makrofaj) sayısını artırma işlevi görürler. Diğer bir tip antikor olan nötro-filler de aynı işlevi görürler. Yardımcı hücrelerin sayısı, zatürre ya da apandisit gibi enfeksiyonlar sırasında oldukça artar. Bu hücreler ayrıca, B lenfositlerinin üretimini ve işlevini uyararak antikor oluşmasını kolaylaştırırlar.
Lenfositler, kemikiliği, dalak, kan dolaşımı ve lenf düğümlerinde bulunurlar. Lenf düğümleri, lenfositlerin bir arada tutulduğu bağ dokudan oluşan dokulardır. Bazı lenf düğümleri, bir hastalık sırasında sertleştiklerinde ya da büyüdüklerinde kolayca hissedilebildikleri boyun, kasık ve koltukaltında bulunurlar. Çoğu kez yanlış olarak lenf bezi olarak adlandırılırlar. Karın içi ve diğer birçok yerde de lenf düğümü bulunur.
Hemen hemen renksiz bir sıvı olan lenf, tüm vücutta lenf damarlarında dolaşarak lenf düğümlerine gider ve sonuçta kan dolaşımına katılır. Lenf düğümleri, lenfe karışmış mikroplara karşı kısmi bir engel oluşturur. Örneğin, ayaktaki bir çatlaktan hastalık yapıcı bir streptokok bakterisi girdiği zaman, bu bakteri çoğalarak bacaktaki lenf damarları yoluyla yukarı çıkabilir. Enfesiyonu taşıyan bu lenf damarları derinin altında kırmızı çizgiler şeklinde görüle-bilir;bu duruma bazen yanlış olarak kan zehir-lenmesi denir. Kasıktaki lenf düğümleri, o bölgede enfeksiyonu kontrol altında tutarken şi-şerler ve hassaslaşırlar. Diğer taraftan, enfeksi-yöz mononükleoz gibi lenfositlerin çoğalmasına ve yer değiştirmesine neden olan ve tüm vücudu tutan bazı hastalıklarda, tüm lenf düğümleri ve dalak büyüyebilir.
Bağışıklık sistemi enfeksiyonları baskılayan ya da ortadan kaldıran karmaşık bir savunma sistemidir. Ancak, enfeksiyon etkenlerinin de karmaşık bir saldırı sistemi vardır, vücudunuzla enfeksiyon arasında bir savaş olur ve her zaman olmasa da, savaşı genellikle vücut kazanır.
Not:Burada yer alan yazılar bilgilendirme amaçlıdır, İlaç önerisi ve tedaviler için lütfen doktorunuza başvurunuz..