Gözün karmaşık yapısı, aynı zamanda çok da kısıtlı bir yer işgal eder. Kafatası ve gözleri çevreleyen dokularla kaplı koruyucu yuvalara yerleşmiş herbir gözün çapı yaklaşık 2,5 cm`dir. Gözlerin önemli işlevleri, burun kemeri, kaşlar ve elmacık kemikleri tarafından da korunmaktadır. Gözleri çevreleyen kemik ve dokular hep birlikte "göz çukuru" (orbita) olarak adlandırılır.
Gözler ayrıca göz kapakları tarafından da korunmaktadır. Göz kapakları istem dışı olarak (gayri-ihtiyari) açılıp, kapanır ve gözleri yogun ıŞık, temas ve yabancı maddelerden korur.
Göz yaşları, gözleri sulandırma, temizleme ve besleme görevlerini yerine getirir. Göz yaşları, yukarı göz kapakları ile bu göz kapaklarının yanında ve üstündeki göz çukurunda bulunan bezler tarafından salgılanır. Alt ve üst göz kapaklarının burunun hemen iki yanında bulunan (iç kantus) denilen noktalardaki iki küçük açıklıktan buruna geçer. Gözlerden buruna göz yaşlarını akltan kanallara "nazolakrimal" kanallar denir.
Her birkaç saniyede bir gözümüzü kırptlğlmızda göz kapakları aynı araba camı silecekleri gibi, gözleri sulandırıp, pislikleri temizler. Uyku sırasında ise göz kapakları kapalı olduğu için gözleri kurumaya karşı korur.
Gözün hareketleri, gözün en dış tabakasına (sklera) bağlı 6 kas tarafından kontrol edilir. Bu kaslar gözlerin yukarı, aşağı ve bir yandan öbürüne hareketini sağlayarak, her iki gözün de aynı noktada odaklanmasına yardımcı olur. Merkezleme mekanizmalarında bir bozukluk olunca, gözlerde şaşılaşma görülür.
Göz küresi, üst üste birçok doku katından oluşur. Konjonktiva, göz kapağının içinden gözün en üst tabakasına kadar yayılır ve göz küresinin büyük bir bölümünü kaplayan sert, beyaz bir zar olan sklera ile birleşir. Her iki tabakada da gözü besleyen minik kan damarları vardır.
Gözün merkezinde, konjonktivanın içinde kornea (saydam tabaka) yer alır. Üzerindeki göz yaşı filmi ile birlikte bu berrak doku tabakası, gözün ordaklama gücünün üçte ikisini sağlamaktadır. Kornea, göze giren ışığı kırarak, bu ışığın mercekten geçip, gözün arkasındaki retinaya ulaşmasını sağlar.
Göz bebeği ve bunu çevreleyen renkli tabaka (iris), korneanın arkasında yer alıL Göz bebeği ışığın gözün arkasına geçmek için girdiği açıklığın adıdır.lrisi kontrol eden kaslar, gelen ışık miktarına göre göz bebeğinin boyutlarını değiştirir. Az ışık geldiği zaman göz bebeği daha fazla ışık alabilmek için büyür; hassas retinayı parlak ışıktan koruyabilmek için de fazla ışık geldiğinde küçülür. Göz bebeği ayrıca heyecanlanma karşısında ve bazı ilaçlara reaksiyon olarak da büyür.
Kornea ile iris (renkli tabaka) arasında ön kamara (anterior chamber) bulunur. Bu bölüm, saydam bir sıvı ile doludur. Bu sıvı, gözün arka bölümünde üretiliLGöz bebeğinden geçerek, irisin kornea ile birleştiği açıdaki Schlemm kanalı yoluyla kana karışIL Bu sıvının basıncını vücudumuz ayarlar.
Iris ve arka kamaranın ardında mercek yer alır. Bu saydam ve renksiz doku bir kapsül içindedir ve bir lif ağı vasıtasıyla gözün ortasında asılı durur. Mercek retinada ışınların odaklanabilmesi için biçim değiştirebiliL Herhangi bir nesne yakında ise mercek imajı en iyi şekilde algılayabilmek için kasılıp kalınlaşır.Uzaktaki nesneler için mercek incelir. Insan yaşamı boyunca, mercekte lifler birikir. Bu lifler zamanla merceğin elastikiyetini yitirmesine ve orta yaşların sonuna doğru, yakındaki nesneleri net görmemeye neden olur.
Göz küresinin şişkin bölümü, merceğin ardında yer alır ve camsı cisimden (vitreous humor) oluşur. şişkin bölüm "camsı cisim" denilen renksiz, jelatine benzer bir maddeyle kaplıdır. zaman zaman görüntü alanımız içinde noktalar ya da küçük ip parçalarına benzer şekiller görürüz. Bunlar camsı cismin içinde "yüzücü" maddeler olarak bilinir ve genellikle doğumdan önce gözün gelişimi sırasındaki dönemden kalan artıklardır. Ama bazen bu tür görüntüler, ciddi bir göz hastalığının belirtisi de olabilir.
Camsı bölmenin ardında, retina yer alır.Gözün retinası, fotoğraf makinesinin filmi ile aynı işlemi yerine getirir. Retima, 10 tabakadan oluşmuştur ve kornea ile mercekten gelen ışık imajlarını kaydeder. Retinanın içindeki "çomak" hücreleri ıŞığı, "koni" hücreleri ise ışık ve rengi algılar. Bir "koni" hücresi için 20 "çomak" hücresi vardır. çomak hücreleri çok hafif ışığa bile yanıt verebilir. "Koni" hücrelerinin ise çalışabilmeleri için daha güçlü ışık gerekmektedir. Bu iki tip hücrelerin de görevi algıladıkları ışığı elektriksel impulslara çevirmektir. Retinanın merkezinde bulunan küçük bir çukur (fovea) en belirgin görüntüyü sağlar. Bu bölümde yalnız "koni" hücreleri vardır ve gözün görüntü açısından en hassas bölgesidir. Çukurun etrafını çevreleyen küçük bölüme "macula Lutea" (sarı leke) denir ve bu bölüm genelolarak merkezsel göürntüden sorumludur.
Retina temelolarak damar tabakası yoluyla (Choroid) beslenir. çeşitli tabakalardan oluşan bu damar dokusu, retina ile sclera arasında yer alır ve atar ve toplardamarlarla doludur.
Optik sinir, retina tarafından kaydedilen elektriksel impulsları beyine aktarır. Sinirin retinadan beyine gitmek üzere çıktığı noktaya "optik disk" denir. Optik sinir, impulsları beyinin ardındaki görsel kabuga (Korteks) taşır. Beyin bu gelen mesajları bizim "görüntü" olarak algıladığımız şekilde yorumlar.
Not:Burada yer alan yazılar bilgilendirme amaçlıdır, İlaç önerisi ve tedaviler için lütfen doktorunuza başvurunuz..