Belirtiler
- Sürekli susama
- idrarda artış-hem miktar hem sıklık olarak
- lştahın artmasına rağmen kilo kaybı
- Yorgunluk, bulantı, kusma
- Vajina iltihabı, deride iltihaplanmalar, görme zorluğu ve sık sık mesane iltihabı,
- Bazen, erkeklerde iktidarsızlık ve kadınlarda ay halinin bitmesi
Acil Durum Belirtileri
- Diabetik ketoasidosis, su içme ve idrar yapma ihtiyacı, bulantl, sık ve derin nefes alma ihtiyacı, karın ağrısı ve biraz tatlı kokan bir nefes. Bunlar bilincin kaybolmasından önceki adımlardır. Bu genelde insülin bağımlı hastalarda bir insülin dozu unutulduğunda veya vücutta enfeksiyon olduğunda görülür.
- Hipoglisemi koması (insüline tepki) Titreme, güçsüzlük, uykulu bir hal ve sonucunda başağrısı, karmaşıklık duygusu, baş dönmesi, çift görme. Bunlar insüline tepkide karşılaşılan belirtilerdir. Zehirlenme gibi bir durum da ortaya çıkar ve zamanla kasılmalarla kendinden geçmeye kadar varan bir durum görülür. Acil yardım şarttır.
- Hiperosmolar koma: Bu yavaş yavaş bilincin yitirilmesidir ve şeker hastalığı insülin gerektirmeyen yaşlılarda görülür. Çoğunda başka bir hastalıkla birlikte olur (örneğin felç).
Her 10 şekerliden 1`i IDDM (insüline bağımlı şeker hastası)`dır. Geri kalan insüline bağımsız şeker hastası (NIDDM)`dır. IDDM`nin, "1 tip", "genç şekeri" veya "ketosis yapabilen" gibi adları vardır. Biz IDDM olarak kullanacağız. IDDM herkeste herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir.
Genelde çocuklarda ve gençlerde görülür. 19 yaşından önce olursa insüline bağımlı şeker hastalığı olasılığı tamdır.
Genelde genç erkeklerde genç kızlara göre daha çok rastlanır. Kalltımın önemli bir faktör olduğu sanılmaktadır. Her üç hastanın ikisinde aile geçmişinde şeker hastalığı görülmüştür. Fakat henüz tam anlaşılamamış olan başka faktörlerin de rolü olduğu tahmin edilmektedir. IDDM`li kişinin insüline sürekli gereksinmesi vardır. Bu hastalık belirtileri birkaç hafta veya ay içinde ortaya çıkar. Bazen insüline gerek duyulmayan dönemler geçebilir, ama bu sürekli değildir. Ileri dönemlerinde ölüme kadar götürür.
Tipik NIDDM Hastaları: 40 yaşından büyüktür. Bu hastalığa yaşlılık şekeri veya 2. tip şeker hastalığı da denir.
NIDDM`li hastalarda sorun insülin eksikliği değildir. Biraz düşük insülin olabileceği gibi
kanda normal hatta yüksek insülin de olabilir. Asıl sorunları vücutlarının insüline karşı direncidir. Bu hastaların normal glikoz miktarını devam ettirebilmek için giderek daha çok insülin almaları gerekmektedir. NIDDM (yaşlılık şekeri) hastalarının çoğu fazla kilolu veya oburdurlar. Fazla kilolar şeker hastalığını kötüye götürür ve zayıflamak çok olumlu etki yapar. Bazı durumlarda insülin iğnesi yapılması gerekebilir, ama IDDM`li hastaların aksine bu iğnelerin unutulması veya atlaması ketoasidosis`e sebep olmaz. NIDDM`de ağızdan alınan hipoglisemik ilaçlar yararlıdır. Oysa IDDM`lilerde bunun hiçbir yararı görülmez. Kilo verilince insülin veya ağızdan alınan ilaçları kesmek dahi mümkün olabilir.
Çoğu hamile kadının yaşı genç olduğundan, şeker hastalığı IDDM türüdür. Eğer hamileyseniz ve şeker hastalığı ortaya çıkarsa, bir uzman doktora başvurun. Üçüncüsü ve çok daha az rastlanan şeker hastalığına ikincil şeker hastalığı denir. Bunda da IDDM veya NIDDM gibi belirtiler verirse de bu tür diabette asıl neden vücuttaki başka bir hastalıktır. Bu tür hastalıklara örnek akromegaly, cushing sendromu, hiperstiroidizm veya pankreasın ameliyatla alınmasıdır.
Teşhis
Eğer sık sık susuyor ve idrara çıkıyorsanız, doktorunuza danışın. Doktorunuz idrar ve kan glikoz düzeylerinizi kontrol edecektir. Idrarda glikoz çıkması "glikozüri", kanda glikoz düzeyinin yükselmesi ise "hiperglisemi" olarak adlandırılır. Bu bulgular insüline bağımlı ve insüline bağımlı olmayan şeker hastalıklarının açık işaretleridir.
Idrarda keton denilen maddelerin bulunması da, şeker hastalığının insüline bağımlı olan ve insüline bağımlı olmayan iki türünün ayırtedilebilmesini sağlar. Insüline bağımlı şeker hastalarının idrarında keton artışı oldukça sık görülür. Oysa insüline bağımlı olmayan şeker hastalarının idrarında zaman zaman ve oldukça düşük miktarda keton artışı görülür.
Eğer insüline bağımlı şeker hastası birkaç gün insülinini almazsa, büyük olasılıkla ketoasidoz tablosu ortaya çıkacaktır. Bu durumda kanda ve idrarda keton birikmiştir; daha derin ve sık nefes alma ve giderek gelişen bir bilinç kaybı görülür. Ketoasidoz tedavi edilmezse öldürücü olabilir.
Insüline bagımlı olmayan şeker hastalıgı yıllar süren bir dönemde gelişebilir. Çogunlukla normal saglık kontrolleri esnasında yapılan kan ve idrar testleri ile farkedilir. Idrarda glikozun varııgı, şeker hastalıgının tipik üç bulgusuna neden olur; aşırı susama, aşırı idrara çıkma ve kilo kaybı.
Şeker Hastalltı Ne kadar Ciddidir?
1921 yılında insülinin keşfine kadar JDDM`li hastaların sonu öıümdü. Modern ilaçlar sayesinde hem IDDM hem de daha hafif olan NIDDM kontrol altına alınabiimiştir.
Bazı insülin bagımlısı hastalarda ani kan şekeri yükselmeleri veya düşmeleri görülebilir. Buna, "hassas" "istikrarsız" veya "degişken" diabet de denir. Bu kişilerin bazen hastaneye yatmaları gerekebilir. Bu yoğun insülin tedavisi uygulamasında her gün 3-4 insülin iğnesi yapılması lazımdır. Fakat düzgün bir yaşam biçimi ve dogru bir perhizle kişi uzun ve normal bir hayat sürebilir. Hem IDDM hem de NIDDM de kısa ve uzun dönemli riskler vardır. Kısa dönemli risklerden biri insülin reaksiyonu (çok düşük glikoz) veya çok yüksek glikoz düzeyi şeklinde ortaya çıkar ve düzgün ilaç ve beslenme programı ile geçer. Ketoasidosis de başka diğer kısa dönemli risktir.
Iki tür uzun dönemli risk yaşanır. Yavaş yavaş gelişir ve ilk zamanlarda belirtileri fark edilmez. Glikoz kalın damarlara zarar verir duruma gelirse, felç, kalp krizi ve ayaklarda kangren görülebilir. Ince damarlara zarar verirse de göz hastalıklarına, böbreklere ve sinirlere zarar veribilir. Sinir tahribatı (diabetik nöropati) kan şekerinin uzun süre yüksek düzeyde kalmasından olur.
Ketoasidosis
Bu IDDM (gençlik şekeri) hastalıgının akut bir yan sorunudur ve hasta programlı ve düzenli şekilde insülin ignesi yaptırmazsa veya başka hastalık veya yaralanma varsa vücut sürekli baskı altındadır. (Mayo Kliniği doktorlarının görüşüne göre psikolojik faktörler veya ruhsal bunalımlar şeker hastalarının kan şekeri düzeyinde bir etki yapmaz) Glikoz kanda birikir ve keton miktarları artarak kanı daha asitli hale getirir. Birkaç saat içinde idrar miktarı ve Sıklığı fazlalaşır ve giderilemeyen bir susuzluk başgösterir. (çocuklarda daha hızlı gelişebilir). Halsizlik ve uyku hali ortaya çıkar, yüz kızarır, kusma, ishal ve karın ağrısı başlayabilir. Bazen nefes şeker kokar ve bu alkol kokusuyla karıştırılabilir. (Bu koku aslında asetonun ciğerler yoluyla atılmasından kaynaklanır). Ileri safhalarda soluma hızlanır ve daha derinleşir. Bilinç yitirilebilir ve buna şeker koması denir.
Bu belirtiler olursa acil tedavi gerekir çünkü sonuç ölümdür. (Devlet istatistiklerine göre şeker hastalarında 10 ölümden 1`inin sebebi ketasidosistir). Bu hastalık, şeker hastası oldugu bilinmeyen kişilerde veya kontrol altına alınamamış şeker hastalıklarında görülür. Her hastanın kan şekerini, idrar şekerini ve idrarda keton miktarını yakın bir şekilde gözlemesi gerekir.
Acil tıbbi yardım gerek.lidir. Insülin yapılması ve serum takılması şarttır. Kan şek.eri ve vücuttaki sıvı düzeyi sürekli kontrol edilmelidir. Tedavi derhal yapılırsa ketoasidosisi hızlı ve kesin bir şekilde atlatmak mümkündür.
Hiperosmolar Koma
NIDDM Yaşlılarda başka bir hastalık da (felç gibi) varsa ve yeterli su içmezlerse kan şekeri çok yükselebilir. Fakat keton miktarı azdır. Sonuçta bilinçlerini yitirebilirler ve hastaneye yatırılmaları gerekir. Yaşlılar evinde bulunan hastalar fazla su istemeyi unutabilirler ve sonuçta komaya girebilirler.
Yüksek Tansiyon, Ateroskleroz ve Kroner Damar hastalıkları
Yüksek tansiyonlu kişide kan çok hızlı pompalanmaktadır. Bu kanın içinden geçtiği kan damarlarına, dokulara ve organlara zarar verir. Ateroskleroz yag birikimleri üreterek atardamarların iç duvarlarını kalınlaştırır, zamanla kanın geçmesini engelleyecek kadar daraltır ve elastikiyetini kaybeden damarlar ortaya çıkar. Kalp damarlarında da olayaynıdır ve oksijen ve besinlerin taşınması güçleşir. Bu üç tür hastalığın hepsi de şeker hastalarında görülür. Hipertansiyon, ateroskleroz ve kroner damar hastalıkları.
Bazen şeker hastaları yürürken veya merdiven çıkarken baldırıarında şiddetli ağrı our. Hareket durunca ağrı da kesilir. Bu belirti (topallama) veya ayakta normalolmayan renk değişikliği, deri yaraları ve uzun süre iyileşmeyen yaralar görülürse derhal doktora başvurulmalıdır.
Görme sorunları
Kan şekeri yükselince gözde ışın kırılması bozuklugu ortaya çıkar ve bulanık görmeye yol açar. Tedaviyle kan şekeri ani düşerse bu bulanıklık daha da artabilir. Gözlük derecesi kan şekerinin ayarlanmasından 6-8 hafta sonra degiştirilmelidir. Ayrıca retinadaki kan dolaşımı bozuklUğu sonucu şeker hastalarında uzun süren görme rahatsızlığı gözlenlenir.
Şeker hastalığının sebep olduğu bu tür görme bozukluklarının nedeni retinaya kan götüren göz damarlarında değişikliklerdir. Şeker hastalarının yarısında 10 yıl geçince göz bozuklukları şikayeti başlar. 30 yıllık hastaların ise hemen hepsinde bu tür şikayetler vardır. Diabetik retinopati (şeker hastalığında retina bozukluğu) bu şikayetlerden en sık rastlananıdır. Katarakt ve glokoma da şeker hastalarında, olmayanlara göre, daha fazladır. Retina bozukluğu erken farkedilmeyebilir. Onun için şeker hastası olanlar sık sık göz doktoruna gitmelidir.
Lazer tedavisiyle bu hastalığın ilerlemesinin önüne geçilebilir.
Uzun Dönemde Karşılaşılabilecek Diğer Komplikasyonlar
çoğu şeker hastalarında uzun dönemde ince kan damarlarının bozulması nedeniyle böbrek hastalığı ortaya çıkabilir. Sinirler de zarar görebilir, özellikle eller ve ayaklarda yanma hissi duyulabilir. Zamanla etkilenen kısımlarda duyu azalır, yaraya ve enfeksiyona yatkın hale gelir. Ayak tabanında ülser (açık yara) ve kangren tipi yaralar da nöropati (sinirlerin hastalanması) sonucu ortaya çıkar. Kangren ateroskleroz neticesi olursa ayak parmaklarında veya bir yara çevresinde olur. Ayrıca şeker hastalığı iktidarsızlık da yapabilir.
Tedavi
IDDM ve NIDDM`nin tedavisinde ilaç gereklidir, ama asılolan yaşam biçimini değiştirmektir. Bu hastalığın idare edilebilmesi davranış ve beslenme biçimi ile yakından ilgilidir. Şeker hastaları üç şekilde bu hastalıkla başa çıkabilirler: Uygun bir beslenme ve kilo kontrol programı, hareket ve egzersize akıllıca yer vermek ve ilaç (gerekirse). Şeker hastalarının bakımında çeşitli sağlık uzmanları görev alır.Aile doktoru, çocuk doktoru, genel iç hastalıkları uzmanı, şeker hastalığı uzmanının yanında, gerekirse göz doktoru, ve diğer uzmanlar da işe karışbilir.
Şeker hastasıysanız, kendi hastalığınızı sürekli kontrol eden siz olmalısınız. Bu sadece ilaçlarınızı almak değil, aynı zamanda doktorun verdiği beslenme planı ve egzersizlere harfiyen uymaktır.
Beslenme
Uygun beslenme programı önemlidir. Özellikle NIDDM`li hastalarda, sadece kiloya dikkat etmek yeterli olabilir. Her kişiye göre özel bir beslenme biçimi gerekir ve önemli olan şişman kişilerin kilo vermesi, normal kilodakilerin de düzgün beslenmeyi devam ettirmesidir. Ağırlığınız ideal kilodan 0/020 daha çoksa şişman sayılırsınız.
Alkol kan şekerini yükselttiği için vazgeçmeli veya miktarı kısıtlamalısınız. Ayrıca alkolde kalori yüksektir ve kilo probleminiz varsa zayıflamanızı güçleştirir.
Bu tür diyetin iki amacı vardır. Öncelikle gl ikoz miktarını kontrol edecek, ikinci olarak da kilonuzu kontrol etme veya azaltma imkanı olacaktır. Oburluk vücudun insülin ihtiyacını artırır çünkü alınan fazla gıda vücuda daha çok glikoz girmesi demektir. Sonuçta kan şekerini kontrol giderek zorlaşır ve başka komplikas yonlar dogabilir.
şeker hastaları karbonhidrat (şeker ve nişasta), yag ve protein tüketimlerine dikkat etmelidirler. Diyet uzmanı dogru bir program hazırlayabilir. Bonbon, pasta ve tatlılardan kaçının. Kepekli ekmek, meyve ve sebze yemelisiniz.
Egzersiz
şeker hastalıgında en önemli tedavilerden biri de egzersizdir. Muntazam egzersiz, kalp ve damar sistemine yararlıdır ve kan dolaşımını düzenler. Zayıflamada da çok önemli rolü vardır.
Kaslar, egzersiz sırasında daha çok glikoz harcarlar. Dolayısıyla egzersizle kanda glikoz oranının düşmesini saglar. Ayrıca, egzersiz sayesinde hücreler insüline daha duyarlı olurlar ve mevcut insülini daha kolay kullanırlar. Doktorunuz ne güçlükte ve ne kadar egzersiz yapmanız gerektigini söyleyecektir. Şeker hastaları egzersiz miktarına karşı dikkatli davranmalıdırlar.
Çünkü kan glikozunun ani düşmesi de zararlıdır. Egzersizden 30 dakika önce biraz süt içmek ve nişastalı ufak bir yiyecek yenmesi tavsiye edilir. Yanınızda ani şeker düşüşünde kullanılmak amacıyla derhal kana karışacak türden bir şeker tableti bulunması dogru olur. IDDM`niz varsa egzersiz zamanlarını yapılan insülinin en fazla etkili oldugu zamana getirmemeye dikkat edin.
Ilaç Tedavisi
Insülin genellikle 40 yaşın altındaki şeker hastalarının ilacıdır. 40 yaşın üzerindekilerde ise agızdan alınan hipoglisemik ilaçlar kullanılabilir. Ancak bu kural her zaman geçerli degildir.
Adlarından da anlaşılabilecegi gibi IDDM (insüline bagımlı şeker hastaiıgI) insülin kullanımını gerektirir; buna karşılık NIDDM (insüline bagımlı olmayan şeker hastalıgı) ilaç tedavisi gerektirmeyebilir. Bununla `birlikte, insülinin veya başka bir ilacın kullanılması ve dozu, şeker hastasının perhizine ve egzersizine olan dikkatine bagııdır.
Insülin ya da hipoglisemik ilaçların kullanılması kararı şeker hastalığının tipine ve ciddiyetine bağlı olarak verilir. şişman bir NIDDM hastası için perhize dikkat etmek ve egzersiz yapmak çözüm olabilir. Bunlarla sorun çözülmezse, doktorunuz size enjeksiyon yoluyla insülin veya agızdan alınan hipoglisemik ilaçlar verebilir. Ancak IDDM hastasıysanız, insülin enjeksiyonları gereklidir; insülinin dozu ise perhizinize ve egzersizinize gösterdiginiz dikkate bağlı olacaktır.
Insülin. çeşitli tip ve dozlarda insülin preparatları vardır. Bazıları sıgır ve domuz pankreasından elde edilir. Son yıllarda rekombinan DNA teknolojisi sayesinde sentetik insülin üretimi olanaklı hale gelmiştir.
Bazı insülin tipleri çabuk etkili, bazıları ise uzun süre etkilidir. Insülinin tipi, miktarı ve kullanma zamanları her şeker hastası için farklıdır; hastanın ihtiyaçlarına ve verilen tedavi programına uyup uymaması na göre degişir. Insülin sıklıkla orta etkili tipte ve sabahları tek bir enjeksiyon olarak kullanılır. Buna ragmen, orta etkili insülinle kristalize insülin karışımı ve birden fazla enjeksiyon gerekebilir. Doktorunuz hangisinin size daha uygun olacagını belirtecektir.
Daha ayrıntılı bir tedavi programı gerektiren, kan şekerinin dengesiz oldugu (unstable) şeker hastalıklarında her yemekten önce çabuk etkili bir insülin enjeksiyonu yararlı olabilir.
Insülinin dozu, hastanın o anki kan şeker düzeyine bagıı olarak ayarlanır. Bu yöntem yogun insülin tedavisi olarak adlandırılır. Kan şekerinin dengesiz oldugu şeker hastalıklarında insülin pompası da yararlı olabilir (insülin enjeksiyonundan daha kolay bir yöntem oldugu için degil).
Insülin pompası pille çalışan bir cihazdır ve içindeki insülini karın derisi altına giren bir igneyle kendiliginden ve sürekli olarak vücuda pompalar. Mayo klinik doktorları yoğun insülin tedavisinin (birden fazla insülin enjeksiyonuyla gerçekleştirilen), insülin pompasına tercih edilmesini tavsiye ediyorlar.
Ağızdan Alınan Hipoglisemik Ilaçlar. Bu ilaçlar pankreası uyararak insülin salınımının artmasını saglarlar ve NIDDM hastalarının üçte birinde kullanılırlar. Bunlar, perhiz yaparak kan glikoz yogunlugunu kontrol edemeyen şeker hastaları için oldukça uygun ilaçlardır.
Korunma
IDDM`den korunmak için herhangi bir yöntem bilinmiyor, ancak şişmanlıgın, özellikle 40 yaş üzerinde, NIDDM`ye eşlik enigi bilnmektedir. Kilo kontrolü bazen NIDDM gelişmesini önlemeye yardımcı olabilir; eger normalden %10 veya daha fazla kiloluysanız ve özellikle 40 yaşın üzerindeyseniz ve ailenizde şeker hastalıgı varsa mutlaka kilo vermelisiniz.
şeker hastasıysanız, hastaiıgın ilerlemesini ve olası komplikasyonların gelişmesini önlemek için yapmanız gereken şeyler vardır. Iyi bir egzersiz programı çok önemlidir. sigara içen biriyseniz, şeker hastaııgının ortaya çıkışıyla sigarayı bırakmak zorunda kalırsınız. sigara şeker hastaları için oldukça tehlikelidir; şeker hastalığının uzun vadede yolaçabileceği kalp hastalığı ve diğer komplikasyonların ortaya çıkma olasılığını artırır.
şeker hastalığı sinirlerde duyu kaybına ve vücudun alt yarısındaki damarları daraltarak(ateroskleroz), bacaklarda kan dolaşımının azalmasına neden olur. Bu nedenle şeker hasta lığında ayak bakımı da çok önemlidir. Ayakkabılarınızın rahat olmasına özen gösterin; bu, ayaklarda nasır ve su toplanması olasılığını azaltacaktır.
Ayaklarınızda kan dolaşımı azalmışsa, tırnak batması ya da su toplanması gibi basit sorunlar ciddi enfeksiyonlara ve kangrene neden olabilir.
Eğer sinirler zarar görmüşse, ayaklarda duyu kaybı olacak ve bu nedenle yanıklar ve diğer yaralanmalar, ciddi hasarlara yolaçmadan önce farkedilemeyebilecektir.
Sinir zedelenmeleri basit bir nasırın iyileşmeyen yaralara dönüşmesine de neden olabilir.
Not:Burada yer alan yazılar bilgilendirme amaçlıdır, İlaç önerisi ve tedaviler için lütfen doktorunuza başvurunuz..